Türkiye
Büyük Millet Meclisi
27.
Dönem Milletvekili Aday Adaylığı sürecime ilişkin niyet mektubumdur;
24 Haziran 2018 seçimlerinde
aktif rol almaktaki temel idealimin, sanatçı kimliğim ile toplumsal meseleler
üzerine düşünce üretirken yaşadığım bireysel monologların ve bununla birlikte; akademik/sosyal/sanat&kültür
çevrelerinde/yerelde yaptığım diyalogların beni getirdiği manevi noktada aday
adayı olma kararını aldım.
İnsanlarımızı sarıp
sarmalayacak bir dili yaşatmak; dört/4 pencereden gelen rüzgarı bir ortak
nefese çevirmek suretiyle sosyolojik ve iktisadi çözümlerde evrensel değerlerin
hakim kılınmasını sağlamak temel ve manevi gücümdür.
Aşağıda ifade edeceğim
konular ve benzerleri üzerine kişisel hassasiyetlerim ve umutlarımla katkı
vermek üzere; İstanbul 1.Bölge’den aday adaylığı sürecine başlıyorum.
Hedeflerimi ve heyecanlarımı sanatçı/akademisyen ruhumla ifade etmek, içinde
bulunduğumuz sosyo/politik kırılgan süreçte çözüm önerilerimin bir bölümünü
paylaşmaktan kıvanç duyarım. Aile bağlarımın temeli ve ideolojik hedeflerimi
gerçekleştirebileceğim yer, üyesi olmaktan gurur duyduğum ‘Kurucu ve Kapsayıcı güç’ olan Cumhuriyet
Halk Partisi’dir.
Cumhuriyet
Halk Partisi,
Değerli Yönetimine;
Değerli Yönetimine;
24 Haziran 2018 Seçimleri Türkiye’miz
için tam anlamıyla “Kurtuluş ve Kuruluş”
süreci açısından dönüm noktası olacaktır. Siyasal iktidarın mevcut durumunu tarif
etmek gerekirse; iktidardan diktatörlüğe dönüşmüştür. İstikrar dedikleri ise
kişisel ikballerinden başka bir şey değildir.
Sanatın iyileştirici gücü,
aklını insanlık tarihinden alır. İnsan salt olarak cinsiyetsiz, dilsiz ve
ırksızdır. Tanımlı kimlikler ve kimliklerin birbiri üzerinde kurduğu baskıya
zemin hazırlayan sosyal ve ekonomik adaletsizliklerin temelinde elbette eğitimdeki
yetersizlik gelmektedir. Yalnız eğitim sorununu çözmekle de çözümlenmesi zaman
alacak toplumsal baskı pratiklerinin iktidarların tekeline geçmesi ise ülkede
kutuplaşmanın şiddetini arttırmıştır.
“Egemenlik Kayıtsız Şartsız
Milletindir” iradesini ortaya koyan kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk ve
kurucu irade; milletin egemenlik haklarını kanunlar aracılığı ile devlet
organları eliyle kullanmaktaydı. Oysa bugün 16 Nisan referandumu ile Anayasa’nın
tarif ettiği yaşam pratikleri ve güvencelerini birer birer ortadan kaldıran
iktidarın ortaya koyduğu baskının şiddeti her geçen gün artmaktadır.
İnancım, savunduğum ve bakış
açımı ifade edeceğim Devlet tanımım şöyledir;
“Devlet
baskı erki değildir. Tam tersi, bireyin üzerinde oluşan kaygıları ve baskıları
ortadan kaldırmak suretiyle; ekonomik ve sosyal tedbirleri alan, yaşam hakkı
odaklı yapıdır.” Ana hedefinde ‘insan ve yaşam’ olmayan pratikler insanlık tarihine kalıcı eser ve
miras bırakamaz!
Türkiye’nin gençleri, yani
bizler için daralan sosyal ve ekonomik alan, temel bazı siyasi kararlarla nefes
alabilir hale gelebilir. Bu iradeyi ortaya koyacak güç hiç kuşkusuz partimiz
CHP’dir.
Temel konu işsizlik ve
Kültür Politikalarına bağlı sosyal sorunlardır. Yetenekli ve nitelikli bir genç
nüfusu olan ülkemizin bu potansiyeli iyi değerlendirilmemektedir. Türkiye’nin
yetişmiş iş gücü, artan ithalat ve yerel sermayenin üretmek yerine tüketim
endeksine kayan ticari tercihi, bu durumu daha da derinleştirmiştir. İşverenin
iktisadi stratejisinde önceliğin kurumsal tasarruflar olması anlaşılabilir.
Ancak tüzel kişiliklerin, ortak bir dil ve ülküyle yaşadığımız sorunların
üzerinden gelmek adına maliyetleri aşağı çekmek için siyasi kurumlara ilettiği
talepleri dikkate almak suretiyle oluşturulacak ortak kalkınma politikaları ile
Devlet ve Özel iş gücü dayanışma içinde, emekten yana ve çağdaş değerlerle
organize edilmelidir.
Sanatçının gözünde toplumsal
meselelerin çözümü yalnız sosyal bilimler pratiği, düşünce ve felsefe ekseninde
sınırlı değildir. İktisadi pratikler, kalkınma modelleri, üretim süreçleri
önerebilir, çünkü özünde sanatçı yaratım sürecini her gün deneyimlemektedir.
Yaratıcı sektörlerde emek
veren ve yaşam inşa eden bizlerin katkılarına bakıldığında, yaratım süreci
beraberinde üretimi, iktisadi ve
kalkınma projelerini getirecektir. Bu gençler ve sosyal hayatın dinamiği
sokaklar tarafından büyük ölçüde heyecan ile karşılaşacak ve değer katacak
yenilikleri kapsayacaktır. Bu katkıları, Partimize ve Milletimize projelerimizle
gerçekleştireceğiz. Yaratıcı sektörler; Tasarım (Tekstil/Mücevher/Endüstriyel),
sinema ve tiyatro, gastronomi, edebiyat ve diğer kültür üretim alanları olarak
açılabilir. Bu alanlarda atılacak her olumlu adım, dünya toplumlarıyla
iletişimimizi sağlamlaştıracak pozitif bir iletişim fırsatı olacaktır. Sanatın
gücü, diplomasiden daha etkin milletlerarası iletişim inşa edebilir.
Örneğin;
Gençler için inşa edeceğimiz
yeni bir televizyon kanalı, gençlerin kısa filmlerini 1-2-3dk ve katları
kapsamında yayınlayarak, sinema kuşakları ile 365 gün dinamik akış sağlayan,
sinema ve belgesel dünyasının kültür birikimini zenginleştirecektir. Bu yolla
yurttaşlarımız, kuşaklar arası görme biçimlerini bizzat gençlerin üretimlerinden
dinleyecek/izleyecektir. Toplumsal iletişim açısından kuşaklararası bir diyalog
kanalı yaratılacak; bu vesileyle yalnız gençlerin günümüzü nasıl okuduğu ve
geleceğe bakışları öğrenilmekle kalmayacak Türkiye görsel sanatlarının küresel
rakipleri ile aynı iletişim araçları üzerinden iletişimi sağlanacaktır.
Plastik sanatlar ve
multidisipliner duruşlar ile inşa edilecek kültürel bağlar, uluslararası alanda
Türkiye’nin evrensel ve hümanist gençliğinin batıdan doğuya, kuzeyden güneye
bütün dünya milletleri üzerinde olumlu izler ve yeni bağlar kurmasına vesile
olacaktır. Bunun en büyük katkısını Avrupa Birliği sürecinde göreceğimize
inanıyorum.
Bilinen ve en yalın adıyla sanatçı
değişim programları, birçok sosyal konuda olumlu gelişimi sağladığı kadar,
Uluslararası ilişkilerde özellikle Avrupa Birliği ile ilgili hedeflerde olumlu
görüşlerin gelişmesine katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda Ortadoğu’da yaşanan
siyasi krizler bittikten hemen sonra yine aynı yolla inşa edilecek kültür sanat
politikaları ile sınır komşularımızla ortak edebiyat, müzik ve eserlerle soğuk
esen rüzgârları insani duygularla ısıtacağız. Bağlarımızı daha da
güçlendireceğiz.
Bununla birlikte yaratıcı
sektörlerden gastronomiden bahsetmeliyim. Ülkemiz mutfağının zenginliğini Güzel
Sanatlar ve Mutfak Sanatları alanlarında okuyan gençlerimizin, sunum ve
seçkileri ile dünyanın bütün merkez şehirlerinde ülkemizi temsil edecek
mutfaklar açmasının desteklenmesi gerektiğini düşünmekteyim. Böylelikle
soframız, dünyanın bütün merkezlerinde açılacak, karşılıklı kültür alışverişi
hızlanacaktır. Yalnız bu kültürel bir kaynaşmayı hedeflemekle sınırlı mıdır?
Hayır! Ülkemizin zengin mutfağını sunarken kullanılacak malzemenin, Anadolu
üreticisinin ürünlerinden olması sağlanacak, yine dünyanın bütün merkezlerinde
açılan bu restoranlar, aynı zamanda Anadolu’nun seçkin ve yerel ürünlerinin
dünya pazarına bir marka değer olarak çıkacağı imkânlar ağını yaratacaktır.
Ne gereklidir?
“Köy
Kalkınma Ajansları,, Projesi (!/?)
Nedir Köy Kalkınma Ajansları?
Köylünün özel peynirinden kuru baklasına, balından yağına ve dağlarımızdaki
endemik bitki türlerinin sofralara gelmesine kadar yerel değerlerin birer birer
dünya markası olması için kurulacak Köy Kalkınma Ajansları; İşletme, Grafik
Tasarım, Pazarlama ve Marka yönetimi, Gıda mühendisliği ve diğer mühendislik
alanlarından mezun değerli ekiplerden kurulmak suretiyle istihdam ve kalkınmayı
hızlandıracak, genç işsizlik büyük oranda bu alanlar için düşecektir. Bir yerel
değerin uluslararası alanda tüketilmesinin stratejisini sağlamak, bu kurulacak
Köy Kalkınma Ajanslarının gururu olacaktır, o gurur da Milletimizin ve
Partimizin hafızasında yer kazanacaktır.
“Hayvan Hastahaneleri,, Projesi;
Anadolu’nun bütün
kesimlerinde yaygınlaşmasının zorunlu olduğu bir başka proje de Hayvan
Hastahaneleri’dir. Bu yolla bugüne kadar sayısız mezun vermiş ve genç işsizler
arasında yer alan Veterinerlik Fakültesi mezunu gençler süratle iş sahibi
olacaktır. Bu modelin amacı yalnız önleyici sağlık hizmeti değildir. Yaşam
alanını paylaştığımız ve insanlığın bütün gelişimine rağmen doğanın parçası
olduğunu inkâr edemeyeceğimiz gerçeğine inançla projelendirilir. Dünya
görüşümüzle son zamanlarda ters düşen hayvan hakları ihlalleri ve ilgili birçok
konuda sorunları bu proje ile en aza indirgemeyi hedeflemekteyim. Buna ek, hayvan
hakları ihlallerinin ağır cezai işlemlere maruz kalması için yasal çalışmalara
katkı vermek yaşamsal bir görevdir. Hayvan Hastahaneleri’nin görevlerinden bir
diğeri de Anadolu’da bugün yaşanan gıda sektörünün temel konularından olan
hayvancılık, kırmızı/beyaz et üzerindeki dışa bağımlılık yok etmeyi
hedeflemektedir. Doğru bir kalkınma ve üretim planlamasını, sağlıklı bir
şekilde inşa etmek asli görevdir. Ve ek; bireylerin hayatına eşlik eden evcil
hayvanlara da bakımı en kolay hale getirerek sosyal yaşamı pozitif paylaşımlara
döndürmeyi amaçlar.
“Tekstil
Bakanlığı,, Kurulması Projesi;
Türkiye’nin lokomotif
sektörlerinden biri olan tekstil, gün geçtikçe üretim gücünü kaybetti. Bunun
temel nedenlerinde marka yönetimi gelse de bilinen belirgin faktör, Uzak Doğu’nun
ucuz iş gücüdür. Fakat gözden kaçırılan, bu sektörün, kalkınma hamlelerinde en
fazla kâr getirecek yatırım modellerinden biri olduğu gerçeğidir. Dünya
modasını yaratabilecek, farklı kültürlere yanıt verecek sosyal zenginlik bizim
kendi içimizdeki gen havuzumuzda vardır. Estetik anlayışlar
markalaştırıldığında en basit anlatımla 1 Türk Lirası’na üretilen bir ürün,
yaratılacak marka değeri ve öykü ile 1000 TL’ye de satılabilir. Sanat ve tasarımın
yaratacağı iletişim, kültürleri birbirine yakınlaştırmakla birlikte sosyal ve iktisadi
kalkınma açısından başka bir geleceği mümkün kılacaktır. Tekstil Bakanlığı
üzerine projeler geliştirmek, bu alandaki iş gücünün parçası olan yurttaşların
bugünkü işsizler arasındaki yoğunluğu göz önünde bulundurulduğunda milletimiz
için umut, bizim için başarı hikâyesi olacaktır.
“İnovasyon
Enstitüleri; Mesleki
Eğitim Kanunu,, Projesi;
Lisans sonrası iş hayatına
atılan yurttaşlarımızın, kendilerini mesleki beceri, bilgi ve donanım olarak
güncel tutmaları için belirli periyodlarda Üniversite ve Meslek Odalarının
ortak çalışması ile kurulacak enstitülerde 1-3 ay arasında 3 ile 5 yılda bir
eğitime çağrıldığı bir sistemdir. Burada çalışanın eğitim süresince maaşı ve
sgk ücretleri devlet tarafından karşılanır. İşverenin üzerinde bir baskı
oluşturacak mali yük hedeflenmemektedir. Amaç; Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınmasının
sağlıklı bir bilgi ve dayanışma ağı üzerinde sürdürülebilir olarak ekonomiye
kazandırmaktır.
“Kampus
Şehir,, ve “Parasız
Eğitim,, Projesi;
Üniversitelerin yurt
sorunlarını, yalnız konaklama ihtiyaçları açısından değil çok yönlü düşünmek
gerekiyor. Temelde gençler yaşam deneyimini, birey olmayı, en belirgin karar
alıcı kimliğini üniversitede kazanıyor. Üniversiteler ve öğrenciler için
fiziksel alan ihtiyacının, yurttan ziyade konut mantığında kurgulanmasının
sağlanmasını önermeyi hedeflemekteyim. Üniversite eğitimi boyunca öğrenciye
sağlanacak konut, öğrenim ve mezuniyete kadar bütün dönemleri kapsayacak
şekilde ücretsiz olmalıdır. Öğrencinin, mezuniyet sonrasında bir yıl daha
ücretsiz konaklama hakkına sahip olacak düzenlemeler sağlanmalıdır. Kampus
Şehir, gençleri kutuplaştırmayacak şekilde organize edilir. Hiçbir ayrım ve
sınıflandırmaya izin vermeyecek çağdaş insanlık değerlerine göre düzenlenir. Sözde
burs ve kredi mantığı ile dağıtılan kredi kartları ile öğrencilerin
geleceklerini borçlanarak yaşadığı eğitim düzenine son verilerek en çağdaş
çözümleri getirecek, Türkiye’nin geleceğine umut ekecek kaygısız bir gençlik
ruhunu inşa etmek için en yüksek çabayı göstereceğim. İkinci öğretimdeki
harçların kaldırılması gerekliliği bir diğer görevimizdir.
“Şehir
Anneleri,, Projesi;
Cumhuriyet Halk Partimizin
Aile Sigortasına ek olarak kadın iş gücünü organize eden, Kampus Şehirlerde
istihdam edilecek şekilde Devletin Hizmet aldığı; Kadın Kooperatiflerinin
güçlendirildiği üst kurumdur. Devlet, ülkenin farklı bölgelerindeki gelir
dağılımı ve eşitsizliği üzerinden yaşadığı sorunları çözmek için Şehir
Anneleri’nden emek bedelleri ödenmek suretiyle destek alır. Kadının toplumsal
sorunların çözümünde üretim gücüyle çözüme ortak edileceği, sosyal düzenin
sağlanması için projelerin geliştirilmesi için Sivil Toplum Örgütleri ile
dirsek temasının kamu yönetiminin organik/doğal paydaşı haline getirilmesi
hedeflenir. Burada tutuklu ve çocuklu mahkumlara yaratılacak pozitif ayrımla, çocuklar
hayata dahil edilecek; anne ve çocuk ülkemizin umutlarına emek katacaktır.
“Denizler;
Balıkçılık,, Projesi;
Balıkçılık sektöründe
avlanma ile üretim yapan kişiler kayıt altına alınır. Avlanma dönemleri son
dönemlerde denizleri adeta kısırlaştırmıştır. Bunun önlenmesi için bir buçuk
yıl av yasağının getirildiği, balıkçı ailelerinin mağdur edilmeyeceği bir
tespit ile ailelere yıllık kazançları ödenmek suretiyle avlanmadığı bir veya
iki üreme dönemi sonrası, denizlerdeki deniz canlılığı popülasyonunun artması
hedeflenir. Buna paralel olarak denizlerin, kıyıların temizlenmesi için
maksimum çabanın gösterilmesini sağlayacak etkinliği ifade etmeyi hedefliyorum.
Bu fikirlerin pratik karşılığının gerçekliğini, ilgili üniversitelerin organize
ettiği, görüşlerini siyasi yasama faaliyetlerine taşıma sorumluluğu
görüşündeyim.
“Açık
Hava Müzesi,, ve “Çağdaş
Sanat Müzeleri,, Turizm ve Tarih Projesi;
Türkiye tam bir arkeoloji ve
uygarlık hazinesidir. Uygarlık tarihine ışık tutacak kazılar için arkeolog,
sanat tarihçileri ve antropologlar istihdam edilir. Dünyanın birçok merkezi
sanat etkinlikleri ile turizm cennetine dönüşmüştür. İstanbul’un ve diğer tüm
illerimizin potansiyeli dolayısıyla sanatın yeni başkentleri olmalarına engel
hiçbir neden yoktur. Tam tersi, Türkiye’de sanatçıları ve sanatseverleri
etkileyecek sosyolojik birçok tema, çağdaş sanat pratikleri ile bir kültür ve
turizm etkinliği olarak kalkınma planlarımıza katkı verecek imkânlara sahiptir.
Bu durum insanlar arası ilişkiler, ekonomi, üniversiteler ve yeni araştırmalar,
kültür üretimi ve yeni tarih yazımında ülkemizin aktif rol almasını
sağlamlaştıracaktır.
Saygılarımla
Haydar Akdağ
1986,İstanbul Kartal doğumlu sanatçı;2002 yılında Disk Tekstil Meslek Lisesi ‘Giyim Teknolojisi’ bölümünden ikincilikle mezun oldu. Teknik eğitim sonrasında estetik eğitimini 2003 yılında burslu kazandığı Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü’nde birincilikle tamamladı. Tekstil sektörün tasarımcı olarak çalışmalarını sürdürürken Akdağ, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Plastik Sanatlar Bölümü'nde yüksek lisans programını başladı ve 2014 Ocak ayında birincilik başarısı ile tamamladı. Mezuniyeti akabinde Doktora Sanatta Yeterlik Programına başlamış olan sanatçı, doktora tez çalışmasını sürdürmektedir. Kendi sanat atölyesinde çalışmalarını devam ederken diğer taraftan ulusal ve uluslararası sergilerde yer almaktadır. Kagider "Kadından Kadına Köprü" sosyal sorumluluk projesinde ödül almıştır. Ayrıca EEA European Exchange Academy Berlin Beelitz 2014 sanatçı programına katılmıştır. Ailenin tek çocuğudur. Sanatçı olarak kendisi; şair, ressam, sanatçı ve salt insan diye tanımlıyor. Yazıları ve söyleşileri birçok kültür sanat yayınlarında yer almıştır
1986,İstanbul Kartal doğumlu sanatçı;2002 yılında Disk Tekstil Meslek Lisesi ‘Giyim Teknolojisi’ bölümünden ikincilikle mezun oldu. Teknik eğitim sonrasında estetik eğitimini 2003 yılında burslu kazandığı Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü’nde birincilikle tamamladı. Tekstil sektörün tasarımcı olarak çalışmalarını sürdürürken Akdağ, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Plastik Sanatlar Bölümü'nde yüksek lisans programını başladı ve 2014 Ocak ayında birincilik başarısı ile tamamladı. Mezuniyeti akabinde Doktora Sanatta Yeterlik Programına başlamış olan sanatçı, doktora tez çalışmasını sürdürmektedir. Kendi sanat atölyesinde çalışmalarını devam ederken diğer taraftan ulusal ve uluslararası sergilerde yer almaktadır. Kagider "Kadından Kadına Köprü" sosyal sorumluluk projesinde ödül almıştır. Ayrıca EEA European Exchange Academy Berlin Beelitz 2014 sanatçı programına katılmıştır. Ailenin tek çocuğudur. Sanatçı olarak kendisi; şair, ressam, sanatçı ve salt insan diye tanımlıyor. Yazıları ve söyleşileri birçok kültür sanat yayınlarında yer almıştır
İletişim Bilgileri:
akdaghaydar@gmail.com
twitter.com/akdag_haydar
instagram.com/haydar_akdag
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder