6 Temmuz 2017 Perşembe

KARAKUTU Mixer


Mixer Sessions II'nin kazanan projesi Karakutu'nun küratörü Burcu Bilir ve sanatçıları  Berka Beste KopuzBurcu PekHaydar AkdağMurat Han ErVolkan ParlakZehra Doğan ile bir röportaj gerçekleştirdik!
Kaynak: http://mixerarts.com/roportaj/karakutu-sergi-roportaji
Haydar Akdağ
Çevre/Merkez serisinde kullanılan şehirler hangi kriterlere göre çalışmanızda yer buldu? Küresel önemlerinin yanında sizin için kişisel bir anlam ifade ediyorlar mı?
Siyasal gelişmeleri yakından izlemeye özen gösteriyorum. Ana akım medya ya da bir başka söyleyişle bütün dünyada yaratılmak istenen algının yapay kaynaklarının tersine kişisel öngörülerimi “Çevre/Merkez” serisinde plastikleştiriyorum.  Gözden kaçan ya da şiddetle dayatılan merkez ve çevrelerin gerçekliklerini sorguladığım “Çevre/Merkez” serisinin şehirlerine sürekli bir yenisi eklenerek çoğalıyor. Eserleri üretirken zihnimi meşgul eden coğrafyalar önceliklidir.
Kullandığınız kolaj teknikleriyle çalışmalarınızın içeriğinin birbirine paralel noktalara işaret etmesine dikkat ediyor musunuz?
“Çevre/Merkez” serisinde kolaj tekniğine başvurmamın temel nedeni düşüncelerimi uzun uzun paragraflardan kurtarıp bir plastik kompozisyon içinde tek bir noktaya dönüştürmektir. Form olarak dairenin döngüye ve dönüşüme işaret eden devinimine yatay ve dikey kesikler/dikişler giriyor olması düşüncenin eksenleriyle ilgili. Paralellik sorunuzu; açılar, eğimler, eğilimler ve açıkçası olası öngörülerimin  plastik disiplini ve düşüncelerimin kendi bağlamında olurunu/olmazını benim kanaatlerim kadar izleyicinin de okumasında aramak da gerekir. Sanatçı olarak eserimin içinde inşaa ettiğim gerçekliğe benim tekil olarak inancım elbette aidiyet duygusu ve simülasyonu açısından tartışmasız içseldir.




Sanatçı; disiplinler arası metot uygulamalarıyla, soyut, organik doku-leke, egemen geometrik figürler ve hazır malzemeleri kullanarak oluşturduğu eserlerinin yanında; belge-bulgu üzerinden tarihi-mekanı sorgulayarak proje bazlı eserler üretmektedir.
"Periphery/Center" - "Çevre/Merkez" serisi, “ŞarNar”daki politik gözlemlerin bir başka biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Dolaşımda olan paranın, bilginin ve kültürün yarattığı melezlik başlıkları, çoğulculuğun ya da gelişmiş demokrasinin bir yansıması mıdır sorusuna yanıt arıyor. "Periphery/Center" - "Çevre/Merkez" yalnızca ulus devletlerin kültür politikalarını ve sosyolojik yaklaşımlarını ifade eden, sanatın ve felsefenin tekelinde kalan bir terim olmamalıdır (!/?)
Siyasette içeriden ve dışarıdan gelen tehdit unsuru politikacıların sık sık başvurduğu bir argüman olsa da, bu haritaları tasarlayan pasif ve aktif savaşları görmemizi engelleyen soyut bir iddia değil. Tanıklık ettiğimiz sert değişimler yalnızca silahların değil, stratejik oyunların bambaşka müdahalelerinin de bir sonucu. İktisadi mücadeleler ve politik açmazlar devletlerin değişmez kırmızı çizgilerini pek de dikkate almazken, coğrafyaların değiştiği, bir şehrin başka ülkelerin merkezi haline geldiği güncel ortamda bu seriye devletlerin yörüngelerine dair bir kehanet kolajı olarak bakmak mümkün. Bağdat'ın okyanusa taşınması, Şikago ve Kaliforniya'ya komşu olması, Pekin'in bütün kıyı ve kutuplara ulaşabilen bir ekonomi devi olarak bir adaya dönüşmesi, Tahran-Berlin-İstanbul hattı üzerinde yeni bir harita kompozisyonu…“Çevre/Merkez”, sanatçının öznel yaklaşımıyla siyasi yakınlıklar, yer değiştirmeler, savaşlar, kültürler-kültürel transferler/geçişler ve stratejiler bağlamında dikiş tekniği ile hamur kağıt üzerine gerçekleştirdiği kolajlardan oluşur.


23 Ocak 2017 Pazartesi

"iki aralık(!/?)" Haydar Akdağ





"iki aralık(!/?)"

Söylenecek sözleri çok kere denize bıraktık. Adresi belli ancak yolculuğu meçhul mektuplar….Bir bekleyiş ki artık; tüm açılardan; direniştir (!/?)

İspanya Pul koleksiyonu seçkimi üretimime dahil ettiğim eserlerde; temel kaygılarımı, sanat yaklaşımımı ve üretim metotlarımı birçok açıdan plastikleştirmeye çalıştım. Burada izleyeceğiniz eserler arayışlarım soyut ve somut iki okumayı içerir... Zamana/Tarihe ait bir nesne olan pulun mühürlenişi, yeni bir yüzeyde farklı bir niyetle yeniden değerlendirilmesi neticesinde oluşan eserlere bakıldığında yüklenecek kişisel anlam ve okumalar farklı olacaktır. En nihayetinde pullar yolculuğu meçhul duygulara ait belleği sessizce üzerinde taşır. 


Kağıt işlerde bir portrenin temsili, aynı temsilin üzerine konulmuş değer-değerler; ölçü olarak para, kavram olarak renk seçimlerini yan yana gelmeyle yer yer hiyerarşiyi bozan, yer yer farklı zamanlara ait ittifakları veya itilafları ortaya koyarken temelde bir sanatçının elinde dönüşümünü izliyoruz. Bir politik okumaya ne dersiniz?

Don Kişot’a ait bir coğrafyadan gelmiş-gelen-gelecek olan mektuplara, soyut ve şeffaf mekan olan şişeler; havada kalan kahramanlıklar, yalnızlıklar, yeryüzüne ait olamayan, sığan-sığmayan duygular sergilenir. 

Don Kişot’a yaklaşmak 600 yıllık bir yolculuk gibi gelebilir… Oysa 6000 yıl önce de bir direniş ivmesi vardı, yarın yine olacaktır. Temelde direnişin ve duyguları karşı tarafa iletmenin insani bir değer olarak hep olduğu-olacağı itiraz edilemeyecek bir duygudur. Duygunun, tarihin, coğrafyanın, kimliğin, serginin çıkış noktasının temel değerlerine dokunmanın sıcak ve dokunaklı dokümantasyonu, buna ek olarak güncel bir arkeolojik-sosyo/politik bulguların değerlendirilmesi görüle bilinir.

Haydar AKDAĞ







5 Ocak 2017 Perşembe

"iki aralık(!/?)" installation by Haydar Akdağ 2016



"iki aralık(!/?)"

Söylenecek sözleri çok kere denize bıraktık. Adresi belli ancak yolculuğu meçhul mektuplar….Bir bekleyiş ki artık; tüm açılardan; direniştir (!/?)

İspanya Pul koleksiyonu seçkimi üretimime dahil ettiğim eserlerde; temel kaygılarımı, sanat yaklaşımımı ve üretim metotlarımı birçok açıdan plastikleştirmeye çalıştım. Burada izleyeceğiniz eserler arayışlarım soyut ve somut iki okumayı içerir... Zamana/Tarihe ait bir nesne olan pulun mühürlenişi, yeni bir yüzeyde farklı bir niyetle yeniden değerlendirilmesi neticesinde oluşan eserlere bakıldığında yüklenecek kişisel anlam ve okumalar farklı olacaktır. En nihayetinde pullar yolculuğu meçhul duygulara ait belleği sessizce üzerinde taşır.

Kağıt işlerde bir portrenin temsili, aynı temsilin üzerine konulmuş değer-değerler; ölçü olarak para, kavram olarak renk seçimlerini yan yana gelmeyle yer yer hiyerarşiyi bozan, yer yer farklı zamanlara ait ittifakları veya itilafları ortaya koyarken temelde bir sanatçının elinde dönüşümünü izliyoruz. Bir politik okumaya ne dersiniz?

Don Kişot’a ait bir coğrafyadan gelmiş-gelen-gelecek olan mektuplara, soyut ve şeffaf mekan olan şişeler; havada kalan kahramanlıklar, yalnızlıklar, yeryüzüne ait olamayan, sığan-sığmayan duygular sergilenir.

Don Kişot’a yaklaşmak 600 yıllık bir yolculuk gibi gelebilir… Oysa 6000 yıl önce de bir direniş ivmesi vardı, yarın yine olacaktır. Temelde direnişin ve duyguları karşı tarafa iletmenin insani bir değer olarak hep olduğu-olacağı itiraz edilemeyecek bir duygudur. Duygunun, tarihin, coğrafyanın, kimliğin, serginin çıkış noktasının temel değerlerine dokunmanın sıcak ve dokunaklı dokümantasyonu, buna ek olarak güncel bir arkeolojik-sosyo/politik bulguların değerlendirilmesi görüle bilinir.

Haydar AKDAĞ